BAĞIMSIZ BASIN PLATFORMU. KÜLTÜR, SANAT VE GÜNCEL GELİŞMELER.

Peki Ya, Neden Hep Ben?

Bir noktada hepimizin içinden geçmiştir bu cümle:

“Neden hep ben?”

Bu bir isyan gibi duyulur, bazen sessiz, bazen açık bir çıkış.

Bir iş ters gittiğinde, bir ilişkide yine aynı kırılmayı yaşadığında, bir mesaj yine cevapsız kaldığında, bir şey iyi gidecekken son anda bozulduğunda… Bir bakarsın içinden bu cümle dökülür:

“Yine mi ben? Neden hep ben?”

Belki de bu cümle, yaşadığımız şeyin değil, kendimize verdiğimiz yerin bir sonucudur. Çünkü çoğu zaman “neden hep ben” derken kastettiğimiz şey aslında kendimizden kaçamamak.

Hatalar döner dolaşır, aynı hikâyeler başkasında tekrar eder, ama biz hep merkezde kalırız. Çünkü anlatı bizim üzerimizden akar.

“Peki ya neden hep ben?” sorusu bazen de şunu gizler: Kendini suçlama ile kurban rolü arasında gidip gelen bir kimlik.

Kimi zaman her şeyin sebebini kendine yıkan kişi, kimi zaman her şeyin onu bulduğuna inanan kişi. İkisi de yalnız, ikisi de yorgun.

Ama belki de bu cümle, yeniden yazılmak isteyen bir metnin ilk satırıdır. Belki de “neden hep ben?” diye sorduğumuzda, içten içe şunu da demek istiyoruzdur: “Bir şey değişsin artık.” Çünkü bu soru, bir noktada dönüşmek isteyen bir varlığın kıpırtısıdır.

Cevap yok.

Zaten bu bir cevap cümlesi değil. Bu, yankılanmak isteyen bir cümle. Bir duvara çarpıp geri dönsün isteyen bir ses. Birilerinin de bazen içinden geçip geçtiğini duymak isteyen bir kelime:

“Peki ya neden hep ben?”

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Benzer İçerikler