“Brain Rot” nedir?
TikTok, Twitter (X), Instagram Reels gibi platformlarda sıkça karşılaştığımız bir kavram: Brain Rot.
Kullanıcılar, özellikle günün büyük bir kısmını algoritmik içerik akışında geçirirken “brain rot yaşıyorum” gibi ifadelerle bu tükenmişlik hâlini tanımlıyor.
Kelime anlamı “beyin çürümesi” gibi sert bir imge sunsa da, burada mecazi bir kullanım söz konusu. Odaklanma süresinin azalması, sürekli olarak düşük eforlu içeriklerle oyalanma, üretkenliğin yavaş yavaş buharlaşması… Bunların hepsi birer belirti.
“Brain rot” çağın dijital mentalitesine dair sessiz bir alarm. Artık ilginç ya da dikkat çekici olan şey, tek başına yetmiyor.
Sürekli kaydırılan, tıklanan, “daha da iyisi var mı” diye beklenen bir içerik akışı, beynimizi minik dozlarla ama sürekli bir şekilde uyarıyor.
Bu bir tür dijital mikrodalga etkisi: Isıtıyor ama içeriği pişirmiyor. Doyurucu değil.
Günün sonunda zihnimizde kalanın adı şu oluyor: bulanıklık.
Kültür Tüketimi mi, Bilinçsiz Enformasyon Salgını mı?
Bir film izleyemiyoruz, çünkü 90 saniyelik breakdown videosu daha kolay.
Bir kitabı bitiremiyoruz, çünkü Twitter’da 3 tweetlik özetler yetiyor.
Yeni bir müzik keşfetmiyoruz, çünkü algoritma zaten “benim için seçiyor.”
“Brain rot” aslında kültürle bağımızın kopuşunu da gösteriyor. Bilgiye ulaşmak kolaylaştıkça, bilgiyi içselleştirmek zorlaşıyor. Çünkü zihin, maruz kalmakla beslenmek arasındaki farkı ayırt edemiyor artık.
Beyin rotu sadece dikkat dağınıklığı değil.
Birçok insan, “hiçbir şey ilgimi çekmiyor” hissiyle de tarif ediyor bu hâli.
Ne izlesem sıkılıyorum. Ne okusam yarım kalıyor. Müzik bile bazen bir şey hissettirmiyor.
Bu bir estetik tükenmişlik.
Çünkü beyin, o kadar fazla şeyin “güzel” olduğunu gördü ki; artık hiçbir şey gerçekten özel gelmiyor.
Çözüm: Geriye çekilmek
“Brain rot”tan kurtulmanın sihirli bir yolu yok.
Ancak bazı stratejiler var:
- Bilinçli içerik tüketimi (ne izlediğini/okuduğunu fark etmek)
- Pasiflikten aktifliğe geçmek (tüketim yerine üretim)
- Algoritmanın dışına çıkmak (manuel arama, kürasyon, öneriler yerine keşif)
- Dijital molalar, dikkat pratikleri, sessizlik anları
Çünkü bazen, en iyi şeyler ekranın dışında gerçekleşiyor.
“Brain rot”, sadece dijital bir geçici hâl değil.
Bu, algı biçimimizin yeniden şekillenmesi.
Zihnimizi yeniden sahiplenmek, artık bir lüks değil; bir direnç biçimi.